Heraclius Kimdir? Heraclius Tahta Nasıl Çıktı?

İmparator Phocas döneminde devlet büyük sarsıntılar yaşamaktaydı. Dışta da düşman tehdidi mevcuttu; Persler, İstanbul’a doğru ilerlemekteydiler. İmparatorluk bünyesinde hem içtimai hem de ekonomik anlamda bir sorun yaşamadan yönetilen tek eyalet Afrika exarch’lığı idi. Buranın başında bulunan Heraclius halk tarafından gayet sevilmekte olan başarılı ve güçlü bir yöneticiydi. Hem devletin kendini toparlaması hem de Perslere karşı başta İstanbul olmak üzere toprakların korunabilmesi için Heraclius İstanbul’a tüm partilerce davet edildi. Derhal bir filo ile İstanbul’a yola çıkan Heraclius, yeğeni Nicetas’ı da büyük bir süvari birliği ile Mısır’ı ele geçirmeye gönderdi. Heraclius Boğazlar’a doğru, İstanbul’a yaklaştığında halkın bir kısmı Phocas’ın zulmünden kaçarak kendisine sığındı. Sonrasında Phocas’ın filosu isyan etti ve şehrin kapıları dahi Heraclius’un girişi için açıldı. Nihayetinde Phocas, Heraclius’un gemisine, yeni imparatorun ayağına kadar getirildi ve denizciler tarafından idam edildi.

Heraclius ertesi gün, 5 Ekim 610 yılında AyaSofya’da taç giydi.

Heraclius’un Dış Görünüşü Nasıldı?

Kaynaklardaki tasvirlere göre Heraclius kısa boylu, geniş omuzlu ve gövdeli, gri gözlü ve sarı saçlıydı. Gayet kaslı ve güçlü bir vücudu vardı. İmparator olmadan önce çalı gibi bir sakalı olsa da imparator olduktan sonra kesmişti.

Heraclius Tahta Çıktığında Ülkenin Durumu Nasıldı?

Devlet ciddi bir karışıklık içindeydi. Ülke doğudan Persler, kuzeyden Avarlar ve Slavlar tarafından işgal edilmek üzereydi. Hazine neredeyse boştu. Ordu ise Anadolu’da aldığı ağır yenilgiler yüzünden çok kan kaybetmişti. İmparatorluğun Mezopotamya’daki kısmi toprakları ve Kuzey Suriye, Persler tarafından işgal edilmişti.

Heraclius Tahta Çıktıktan Sonra Neler Yaptı?

Hakimiyetinin ilk 12 yılı İstanbul’da kalarak imparatorluğu yeniden organize etti. Tüm olumsuz şartlara rağmen Trakya ve Anadolu’yu işgale karşı korumak için mücadele etti.

Perslerin Zaferleri, Avarların İlerleyişi ve Bizans

614’te Persler Kudüs’u aldılar ve buraya bir garnizon yerleştirdiler. Pers ordusunun ayrılışından sonra halk ayaklanarak garnizonu imha etti. Bunun üzerine Pers komutanı Şahbars şehre geri dönerek çok sayıda insanı katletti. Kudüs patriği esir alındı ve Hz. İsa’nın üzerinde öldüğüne inanılan True Cross, Şahbarz tarafından ele geçirildi. Bu olay Doğu Hristiyanları tarafından büyük bir öfke ve üzüntü ile karşılandı. Bu zaferden sonra Pers hükümdarı Hüsrev, Heraclius’a tehdit ve Hristiyanlığa karşı hakaretler içeren bir mektup gönderdi. Persler 617’de Kadıköy’e kadar ilerleyip buraya kondular ve İstanbul’u ablukaya aldılar.

Avarlar ise Trakya’ya kadar ilerlediler. Sonrasında Heraclius ile barış yapmak istediler. Barış görüşmesi için yola çıkan Heraclius’a yolda pusu kurdular. Heraclius atının hızı sayesinde bu tuzaktan kurtulabildi. Heraclius’u, İstanbul kapılarına kadar takip ettiler ve 622’ye kadar sürecek bir İstanbul ablukasını başlattılar.

Perslerle olacak savaş için Bizans’taki dini kurumlar ellerinden gelen yardımı yaparak, altın ve değerli eşyaları devlete teslim ettiler. Teslim edilen bu malların karşılığı Perslilere karşı elde edilecek kesin bir zaferden sonra verilecekti. Halka, İstanbul’un kuruluşundan beri dağıtılan ücretsiz tahıl dağıtımı fes edildi. Nitekim imparatorluğun tahıl ambarı Mısır 616’da kaybedilmişti. Heraclius, kiliseden aldığı yardım sayesinde ordusunu ve filosunu güçlendirdi. Heraclius ordunun başına geçip sefere çıkmaya karar verdi. Bir Bizans imparatoru, iki yüz yıl sonra ilk defa ordunun başına geçip savaşa gidiyordu.

Heraclius’un Perslere Karşı Düzenlediği Seferler

Persler ile olan mücadele, Hüsrev’in kutsal topraklara olan saldırısı, TrueCross’u ele geçirmesi ve Hristiyanlığa karşı olan hakaretleri yüzünden siyasi bir mücadeleden öte dini bir mücadele karakterini kazanmıştı.

Heraclius, farklı bir taktik uygulayarak Kadıköy’deki Pers birliklerine saldırmak yerine Anadolu’nun Akdeniz kıyılarına kadar gemiyle gitti. Anadolu’nun bu tarafında Pers ordusu güçsüzdü. Ayrıca indiği bölgeden Kapadokya ve Suriye’yi kontrol edebilecekti. Bu durum üzerine Heraclius’un da beklediği gibi Persler İstanbul ablukalarını kaldırarak Heraclius’un üzerine geldiler. Heraclius, Pers komutanı Şahbars’ı yenilgiye uğratarak Anadolu’yu temizledi. Sonrasında Perslerin anayurduna doğru yürüyerek Antakya ve Kudüs’te Hristiyanların kutsal yerlerine verdikleri zararların öcünü almak için ateş tapınaklarında büyük tahribatlar yaptı. Hüsrev, beklendiği üzere batıdaki ordularını geri çağırdı. Tizpon’da gerçekleşen savaşlarda Heraclius zafer kazanmış olsa da Bizans ordusu da çok kan kaybetti. Kış gelince Heraclius, Doğu Anadolu’ya çekildi. Sonrasında Bizans’ın Mezopotamya’daki topraklarını yeniden ele geçirdi ve Şahbars’ı bir kez daha yenilgiye uğrattı.

Pers ve Avarların İstanbul Kuşatması

Heraclius, Doğu Anadolu’da iken Şahbars büyük bir ordu ile İstanbul’u abluka altına almak için yola çıktı. Persler, Avarlar ile de anlamışlardı. Avarlar, komutaları altında örgütledikleri çok sayıda Slav ile İstanbul’u kuşattılar. Bu iki topluluğun güçlerini birleştirmemeleri için Bizans filosu İstanbul Boğazı’nda düzenli bir seyir halindeydi. İmparator Heraclius, İstanbul’dan çok uzaklarda Fırat Nehri yakınlarında bulunmaktaydı. Lakin İstanbul garnizonu güçlüydü, eğitimli subaylar ve yeterli bir donanma vardı. 622’de 80,000 kadar Avar ve Slavlar, İstanbul’a üst üste saldırılar gerçekleştirdiler. Ancak büyük kayıplar vererek geri çekildiler. Avar Kağan’ı tekne benzeri yapılar inşa edip Persleri kendi taraflarına geçirmek isteseler de Bizans filosu buna müsaade etmedi. Nitekim bir zaman sonra Kağan da artık kuşatmayı bırakarak geri çekildi.

Heraclius’un Hazarlar ile İttifak Kurması

Şahbars ve Avar Kağanı İstanbul’u kuşatırken Heraclius doğudaydı. Avarlar gibi göçebe bir savaş gücü olan Hazarlar ile anlaşarak kendilerini Kuzey İran’a gönderdi. Hazarlar burada büyük tahribatlarda bulundular.

Savaşçı İmparator Heraclius’un Zaferi

Hüsrev, Rhazates adlı bir komutanı büyük bir ordu ile Bizans’a karşı savaşa gönderdi. Ancak Heraclius, Nineveh yakınlarında bu orduyu yakalayarak ağır bir yenilgiye uğrattı. Hatta Pers generalinin üzerine atı sürerek mızrakla katletti. Sonrasında Noel’de, Perslerin Destagerd Sarayı’na girdi ve askerlerine burayı yağmalama izni verdi. Buna benzer bir faaliyeti en son Büyük İskender, Susa adlı Pers başkentine yapmıştı.

Heraclius’un Gücünün Kabul Edilişi

Hüsrev, oğlu Kavad ve asillerden bir grup tarafından yakalanarak zindana atıldı ve muhtemelen burada açlıktan öldü. Kavad, Heraclius’a gönderdiği bir mektup ile geçmişte olanlar yüzünden başkaları adına af diledi, True Cross’u ve diğer kıymetli dini eşyaları gönderdi ve tüm Bizans esirlerini serbest bıraktı. Böylece Persler, Heraclius’un gücünü kabul etmiş oldular.

Heraclius, muhtemelen tüm zamanların, askeri anlamda en zor kazanılabilecek zaferlerinden birini kazanmıştı. Hiçbir Roma imparatoru onun kadar doğunun içlerine girememişti. Julius Sezar dahi onun kadar uzun süre savaşmamıştı. Heraclius, 6 yıl boyunca vaktinin büyük bir kısmını atının eyeri üzerinde geçirmişti.  Tarihe en büyük mareşallerden biri, en iyi strateji uzmanlarından ve en dayanıklı askerlerden biri olarak ismini geçirmiştir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir