Prof. Dr. Çiğdem Kağıtçıbaşı Kimdir?

Prof Dr. Çiğdem Kağıtçıbaşı kimdir? Çiğdem Kağıtçıbaşı Psikolojide hangi alanlarla ilgilendi? Hangi eğitimleri gördü? Nereden mezun oldu ve hangi vakıflarla birlikte çalıştı? Prof. Dr. Çiğdem Kağıtçıbaşı, 2 Mart 2017’de hayatını kaybettiğinde arkasında bir çok önemli iş ve mutlu aileler bırakmıştı. Hakkında yazdığımız ve dünyayı etkileyen bir diğer psikolog ve İhtiyaçlar Hiyerarşisi’nin mucidi, Hümanist Psikoloji’nin babası Abraham Maslow hakkında yazdığımız yazıyı Abraham Maslow Kimdir başlıklı yazımızdan okuyabilir, Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi Nedir başlıklı yazımızdan bu hiyerarşi hakkında bilgi alabilirsiniz.

Prof. Dr. Çiğdem Kağıtçıbaşı‘nın Hayatı

Çiğdem Kağıtçıbaşı 1940 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Kağıtçıbaşı, 1959 yılında Amerikan Kız Lisesi’nden mezun olmasının ardından eğitimine devam etmek için Amerika Birleşik Devletleri’ne gitti. Massachussets’te bulunan Wellesley Collage, Kağıtçıbaşı’nın aynı zamanda psikolojiye başladığı yer oldu. 20 yaşındayken girdiği Wellesley Collage’dan 3 yıl gibi kısa bir süre içerisinde Psikoloji lisansını tamamlayarak mezun oldu. 1967 yılında Berkeley’de Callifornia Üniversitesi’nden doktorluk derecesini alan üstat, bu eğitimini sosyal psikoloji alanında tamamladı ve hayatının sonuna kadar da Sosyal Psikoloji üzerine çalışmalar yaptı.

Türkiye’ye dönen Kağıtçıbaşı, 1969 yılından 1973 yılına kadar 4 yıl Ortadoğu Teknik Üniversitesi, 1973 yılından 1995 yılına kadar toplamda 22 yıl Boğaziçi Üniversitesi’nin Psikoloji Bölüm Başkanlığı görevlerinde bulundu. Kağıtçıbaşı 2 Eylül 1993 yılında kurulan TÜBA (Türkiye Bilimler Akademisi)’nın da kurucuları arasında yer aldı.

1995 yılında Koç Üniversitesi’ne geçen Kağıtçıbaşı, burada Fen, İnsani Bilimler ve Edebiyat Fakültelerinde dekanlık görevinde bulundu. 1998-2001 arasında da Yönetim Kurulu Üyesi olan Profesör Kağıtçıbaşı, Duke, Colombia, Harvard ve California Üniversitelerinde dönemsel dersler verdi (misafir öğretim üyesi). Kağıtçıbaşı ayrıca UNESCO’ya da danışmanlık görevlerinde bulundu. Prof. Dr. Çiğdem Kağıtçıbaşı 2 Mart 2017 sabahı hayatını kaybetti.

Çiğdem Kağıtçıbaşı’nın Ağzından Hayatı

Çiğdem Kağıtçıbaşı, 2012 yılında TÜBİTAK Bilim Ödülü’nü aldığı gün, kişisel hayatıyla alakalı bir konuşma yapılması isteniyor. Kağıtçıbaşı bu 9 dakikalık konuşmasında hayatını anlatıyor:

Sayın Cumhurbaşkanım, değerli meslektaşlarım, değerli davetliler. Türkiye’nin en saygın bilim ödülü olan Tübitak Bilim Ödülü’nü almak gerçekten büyük bir onur ve ayrıcalık. Çok mutluyum, çok heyecanlıyım. Bu ödül çok yeni olarak Sosyal Bilimlere verilmeye başlandı ve bence Sosyal Bilimler, İnsan Bilimleri, Davranış Bilimleri çok değerlidir. Onların değerinin bu şekilde sembolik olarak da, gerçek olarak da kabul edilmesi çok iyi bir gelişmedir. Çünkü bu bilimler insanın ve toplumun esenliği için fevkalade önemlidir. En baştan itibaren de psikolojiye yönelmemin temelinde bu görüş vardır. Akademik yaşamımı önce Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde sonra 22 yıl Boğaziçi Üniversitesi’nde son 16 yıldır da Koç Üniversitesi’nde hiç aralıksız olarak sürdürüyorum.Halen de hatta artan bir hızla sürdürüyorum.

Yurt dışında da çalışmalar yaptım Kaliforniya Üniversitesi, Berkeley, Columbia, Harvard ve Duke üniversitelerinde hocalık yaptım, araştırmalarda bulundum. Hollanda Kraliyet İleri Araştırmalar Enstitüsü’nde çalıştım ve 1993’te Türkiye Bilimler Akademisi kurulduğunda TÜBA’nın ilk 10 üyesinden biri olarak seçildim. Çok ödül aldım, çok öğrenci yetiştirdim… Bu öğrencilerin arasında çok profesörler de var bir kısmı da burada. Bu çalışmalarımı nasıl yaptım, bugüne nasıl geldim; gerek yurtiçinde gerek yurtdışında otobiyografik ya da biyografik kitap bölümleri söyleşi ve mülakatlarda bu sorunun cevabını vermeye çalıştım.

Erken Çocukluk

Elbette bir yaşam boyu başarı öyküsünün arkasında çok önemli kişiler ve olaylar vardır. Burada kişisel yaşamımı Sizlerle biraz paylaşmak istiyorum, benden de bu istendi. Ve bu yaşamımda benim için en önemli kişi ve olayları anmak istiyorum. Bugünün temelleri çocukluğumda atıldı. Annemle babam Cumhuriyet öğretmenleriydi adeta ellerinde toplumu aydınlatan meşale taşıyan idealist öğretmenlerdi. İstanbullu ailenin çocuklarıydılar. Ama önce şark hizmeti ile Elazığ’a gittiler. Arkasından yaşamları boyu Bursa’da öğretmenlik yaptılar. Daha 1940’lı yıllardaki pedagojik bilgilerin ışığında erken çocukluk eğitiminin önemini kavrayarak çok dar imkanlarla bir yuva; okul öncesi kurumu kurdular.

Sonraları, ilk, orta ve lise olan bu yuvanın ilk öğrencisi bendim böylece 2 yaşında okula başladım ve hayatım boyunca okullardan hiç çıkmadım. Özel okulların pek bilmediği bir dönemde iyi eğitim idealini bizzat yaşadım. Eğitim çağdaşlaşmanın anahtarıydı ve topluma hizmet en büyük idealdi.

Bu dünya görüşüm sonraki yıllardaki bilimsel çalışmalarımı da etkiledi. Özellikle bilimin topluma karşı sorumlu olduğu fikri benim için hep çok önemli oldu o zaman sadece ilkokul olan özel okulumuzdan sonra Bursa kız Lisesi’nin orta bölümünü bitirdim sonra da Amerikan Kız Koleji’ni bugünkü Robert Kolej’i bitirdim.

Amerika’ya Gidişi

Üniversite ve doktora çalışmaları için Amerika’ya gittim. Bunların hepsi burslu olarak gerçekleşti. Kaliforniya Üniversitesi Berkeley’de doktora yaptım. Ve hep aynı idealle Amerika’da kalmayı hiç düşünmedim geri döndüm. Bütün bu süreçte benden hep çok şeyler bekleyen Annem Süheyla Çizakçay’ı kendime örnek aldım. Çağdaş kadın kimliğini de en başta ondan öğrendim. Kadınları geri kalmış bir toplumun ilerleyemeyeceğini, kadının her alanda toplumsal yaşama katılmasının önemini ve kadın erkek eşitliğinin en temel insan zenginliği olduğunu da o yıllardan itibaren yaşadıklarımla ve araştırmalarımla öğrendim halen de bilimsel ve uygulamalı çalışmalarım bu dünya görüşleri ve idealleri doğrultusunda ilerliyor. Örneğin yıllardır insan gelişimini ve bunun Bağlamını oluşturan aile ve kültür ortamını inceliyorum. Bu incelemeler hem teorik, hem uygulamalı bilime katkılar sağladı ve psikolojinin toplumun esenliğine hizmet etmesi gereğini vurguladı. Sadece bireyin değil fakat toplumun…

AÇEV’in Ortaya Çıkışı

Özellikle bir ekiple gerçekleştirdiğim 22 yıllık erken destek projesinde bir aile eğitimi çalışması yaparak bunun çocuklara, annelerine ve ailelerine kısa ve uzun vadeli olumlu etkilerini inceledim. Bu proje anne ve çocuğa yönelik ülke çapında yaygın eğitim programlarına dönüştü. Anne Çocuk Eğitim Vakfı’nın, AÇEV’in kurulmasına yol açtı. Milli eğitim bakanlığımız ile işbirliği içerisinde erken çocukluk ve yetişkin politikalarını etkiledi.

600 bin kadına ve çocuğa destek verildi bugüne kadar; Eğitim desteği sağladı. Yurt dışına da yayıldı Arapçaya tercüme edildi Bazı Arap ülkelerinde hala uygulanmakta, Avrupa’da göçmen ailelerle uygulanmakta, Meksika’da bile uygulanmakta. Doğrudan eğitim ve televizyonla eğitim yoluyla milyonlara ulaştı dünyanın birçok ülkesindeki uygulamalara örnek oldu.

Aile Hayatı

Gene kişisel yaşamıma dönecek olursam. Bu çocukluk, gençlik temellerinin üzerine kurmuş olduğum kendi ailem 1960’lı yıllardan itibaren en büyük sevgi, mutluluk ve güç kaynağım oldu. Müstesna insan Oğuz Kağıtçıbaşı ile evlenmem en büyük şansımdı. Oğuz, kendinden emin ve kendiyle barışık bilgeliğiyle benim ideallerimi heyecanımı hiç dışlamadı. Başarılarımı hep candan kutladı. 43 yıllık çok doyurucu bir birlikteliği sağladık, paylaştık. Bugün de bu çok özel anı benimle birlikte yaşamayı en çok o hak ediyordu. Ne yazık ki onu çok erken kaybettim. Nur içinde yatsın. Kıymetli Evlatlarım Elif ve Emrah Kağıtçıbaşı anne olmanın bütün güzelliklerini bana tattırdılar. Onlar büyürlerken Annelerinin de kendileri gibi öğrenci olduğunu hep çok çalıştığını biliyorlardı ve kabul ediyorlardı bunun için onlara müteşekkirim. Sonraları da bana dünyalar güzeli torunlar hediye ettikleri için onları sonsuz Sevgiyle kucaklıyorum.

Ödül kitapçığında yer alan konuşma özetimde daha ziyade bilimsel yaklaşımımı ve katkılarımı anlattım. Bu konuşmada ise benden özel yaşamımı paylaşmam istendiği için bunu yaptım ve beni ben yapan yaşantımı ve dünya görüşümü sizlerle paylaştım. Beni dinlediğiniz için teşekkür ederim, esenlikler dilerim, saygılar sunarım.

AÇEV’in Kuruluşu

Prof. Dr. Çiğdem Kağıtçıbaşı, aynı zamanda Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV)’nın da kurucularından biridir. Prof. Dr. Sevda Bekman, Prof. Dr. Diane Sunar ve Ayşen Özyeğin ile beraber AÇEV’i kuran Kağıtçıbaşı, buradan sosyal psikoloji üzerindeki çalışmalarını hayata koydu. Kültürlerarası Benlik ve Aile Modeli, ana akım psikolojide üçüncü bir model olarak tüm dünya tarafından kabul edildi. Literatüre Kağıtçıbaşı’nın adıyla girdi. Ayrıca bu model ile ABD’nin psikoloji üzerindeki hegemonyası da kırılmış oldu.

Bu model aynı zamanda AÇEV’in de politikası haline geldi. Diyarbakır, Laos ve Lübnan’da değişik kültürler, değişik coğrafyalarda yaşayan kötü durumdaki ailelere yardımcı olan Kağıtçıbaşı, tüm coğrafyalarda bu modelin aynı işlediği sonucunu gözlemleme şansı buldu.

AÇEV’in 1993 yılındaki kuruluşundan önce, Prof. Dr. Sevda Bekman ve Prof. Dr. Diane Sunar ile beraber 1982 yılında çalışmalara başladıkları bu modelin 7 yıl sonra 1989 yılında ilk ölçümleri, 1994 yılında da AÇEV tarafından ikinci ölçümleri yapılarak aynı zamanda dünyada en uzun süreli takip edilen “boylamsal” bir çalışmanın Türkiye’deki ilk örneği ve dünyadaki az sayıda örnekten biri oldu.

AÇEV Hakkında Daha Detaylı Bilgiye ve Prof. Dr. Çiğdem Kağıtçıbaşı’nın diğer çalışmalarına AÇEV Nedir? AÇEV’in Faaliyet Alanı ve Çalışmaları başlığından ulaşabilirsiniz.

Prof. Dr. Çiğdem Kağıtçıbaşı’nın Kitapları

Prof. Dr. Çiğdem Kağıtçıbaşı, yaptığı çalışmaları, verdiği derslerin yanısıra yazdığı kitaplarla da gelecek nesillere aktardı. Hayatı boyunca 200’e yakın makalesinin yanında 28 kitap yazmış olan Kağıtçıbaşı’nın kitaplarının önemli bir bölümü diğer dillere de tercüme edildi.

Kağıtçıbaşı’nın yazdığı kitaplardan bazıları şöyle; İnsan ve İnsanlar; Sosyal Psikoloji’ye Giriş. Çocuğun Değeri; Türkiye’de Değerler ve Doğurganlık. İnsan, Aile, Kültür. Kültürel Psikoloji; Kültür Bağlamında İnsan ve Aile. Benlik Aile ve İnsan Gelişimi Kültürel Psikoloji. Başarı Ailede Başlar. Lüla ve Ben (Anı). TÜBA-Türkiye’de Sosyal Bilimlerin Uluslararası Yayın Performansı. Kadın Odaklı. Yöneticilik Öğrencileri İçin Genel Psikoloji. Gençlerin Tutumları; Kültürler Arası Bir Karşılaştırma. Sosyal Değişmenin Psikolojik Boyutları (İzmir lise öğrencileri üzerine inceleme).

Hakkında yazdığımız diğer yazarlara; Ünlü Yazarlar ve Hayatları başlığımızdan ulaşabilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir