Hayvan Çiftliği – George Orwell

“Orwell’in, bir taraftan komünist rejimin kuvvetli bir karikatürünü çizerken, diğer taraftan bunu, komünist olmayan rejimlerin bir propagandası haline sokmamış olmasıdır.” Halide Edip Adıvar’ın önsözünden.

Hayvan Çiftliği, dünyanın en başarılı “rejim” eleştirilerinden biri olarak kabul edilmektedir. 1984 kitabıyla hem Rusya’da, hem İngiltere’de ve hem de Amerika Birleşik Devletlerinde yasaklanmış yazar Orwell, bu kitabıyla da yine aynı çevreler tarafından eleştirildi. Ne var ki, yine de hiçkimse Orwell için yalancı diyemedi.

“Solun bazı kesimleri Orwell’i ‘karşıdevrimci’ ilan etmiş, sağın kimi kesimleri de Hayvan Çiftliği ve Bin Dokuz Yüz Seksen Dört’ü, komünizme yöneltilmiş en güçlü yazınsal eleştiriler arasında saymıştır” Celal Üster’in önsözünden.

Kitap, Kasım 1943’te yazılmaya başlanmış ve Şubat 1944 yılında tamamlanmıştır. Tarih olarak ele alındığı zaman İkinci Dünya Savaşının sonlarına doğru kaleme alınmıştır diyebiliriz. Zaten kitapta kimi şiddet pasajları da bunu göstermektedir.

Kitap Ne Anlatıyor?

Kitap kesinlikle bir Kapitalizm eleştirisi. Bu konuda herkes hemfikirdir. Ancak Hayvan Çiftliği kitabının diğer yönüyle kesinlikle bir Sosyalizm veya Komünizm propagandası değildir. Orwell, kitabında bir çiftlikte bulunan hayvanların çiftliğin sahibine karşı başkaldırışını anlatmaktadır. Bu, eleştirmenlerin görüşüyle -ki bu barizdir- Komünist Rusya’nın kuruluş hikayesine benzetmektedir. Zaten, Komünist Rusya, çok uzun bir süreç içerisinde kurulmuştur. Dostoyevski’nin Cinler (veya Ecciniler) kitabı, yaklaşık 50 yıl öncesinden bu sürecin nasıl geleceğini etraflıca anlatmaktaydı.

Bu kitapta, hayvanların, çiftliğin sahibini çiftlikten kovması, bir devrimi anlatmaktaydı. Yönetimin sadece domuzlarda olması ise, yönetenlerin halk tabakasından çıkmasına rağmen kendi monarşilerini kurmalarını anlatmaktadır.

Hayvan Çiftliği’nin bir diğer tespiti ise, yönetime gelmiş kadroların, eskiyi aratması olmuştur. 1944 yılından 1989 yılının öngörüldüğünün açık bir göstergesi durumundadır. Keza, eskiden -Çarlık döneminde/ serbest ekonomi modeli uygulanırken- açlıktan kıvranan Rus halkının, özellikle İkinci Dünya Savaşı şartlarında daha perişan hale gelmesinin net bir tezahürüdür. Daha ileri gidecek olursak, kitap aynı zamanda 2017 yılının Kuzey Kore’sine çok daha net bir ışık tutmaktadır ki; Kuzey Kore Lideri’nin, babasının ölümünün ardından ülke yönetimine çıkması, Hayvan Çiftliği’nde yöneticiliğin sadece domuzlar arasında sürdürülmesini temsilen başarılıdır.

Kitabın sonunda ne olduğunu söylemek de, başkaca bir ders çıkarmamıza sebep olur ki bu yüzden kitabın sonu hakkında bir bahis mevzu yapmıyoruz.

Tayyip Erdoğan ile Hayvan Çiftliği

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bugün yaptığı bir konuşmasında Hayvan Çiftliği’nin “Birleşmiş Milletler’in 5 üyeden oluşan Güvenlik Konseyi’ni eleştirmesi” hakkındaki sözleri oldu.

Bu net bir şekilde vurgulamak gerekir ki, Hayvan Çiftliği, Birleşmiş Milletler’in kuruluşundan yaklaşık olarak 2 sene önce kaleme alınmış ve basılmış bir kitaptır.

Buna karşın Birleşmiş Milletler’in 5 Asıl Üyeli yapısını ele aldığımız zaman, diğer ülkelerin ekonomik, politik ve iktisadi açıdan Birleşmiş Milletler’in beş daimi üyesinin verdiği kararlara uyması gerektiğini düşündüğümüz zaman; Evet, bir açıdan “Hayvan Çiftliği, Birleşmiş Milletler için de bir eleştiri sunmaktadır” diyebiliriz.

Ancak bu sonucu çıkarmadan önce, “herhangi bir siyasi partinin varlığının ülkeye zararı dokunur”dan “sürekli iktidarda yer almak, zamanla yozlaşmaya ve yıpranmalara sebep olur, otoriterleşmeye sebep olur ve bu durumda zamanla fakirleşme sonucunu doğurur”a kadar onlarca farklı eleştiri de çıkarmamız mümkündür.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir