Mihrap (Yaratılış/Tekvin) Tablosu (1901)- Osman Hamdi Bey

Mihrap, ya da diğer isimleriyle Tekvin veya Yaratılış tablosu, Osman Hamdi Bey’in detaylarıyla en çok tartışılan tablolarından biridir. 1901 yılında Osman Hamdi Bey’in yaptığı bu tablonun ismini sanat tarihçisi Mustafa Cezar “Mihrap” olarak koymuştur. Tablo 1901 yılında Berlin’de, 1903 yılında ise Londra Kraliyet Akademisi’nin yaz sergisinde sergilenmiştir. Bu sergilerde isminin La Genese olarak konduğu sonradan tespit edilmiştir. La Genese Tekvin, ya da daha günümüz diliyle yaratılış anlamına gelir. Osman Hamdi Bey’in en çok tartışılan eserlerinden biridir. Bu tablonun ebatının 210 cm x 108 cm olduğu sanılmaktadır.

Yaratılış Tablosu İçeriği

"Tekvin

Tekvin tablosu

Osman Hamdi Bey eserlerinde iç mekan olarak sıklıkla cami içini resmetmektedir. Bu tabloda da bir caminin mihrabının önünde bir kadın resmedilmiştir. Osmanlı resim sanatında en çok tartışılan eserlerden birisidir. Başı açık ve bir göğüs dekoltesi bulunan kadının ayaklarının altında kitaplar bulunmaktadır. Kadın bir rahlenin üzerinde oturmuştur.

Pek çok yorumda kadının ayaklarının altındaki sayfa ve kitapların kuran sayfaları olduğu yorumlanır. Bu yorumun üç sebebi vardır. Birincisi kadının rahle üzerine üzerine oturması, cami içerisinde olması gibi dini detaylara dayanarak ayaklarının altındaki kitapların da dini içerikli olması yorumundan ileri gelir. İkinci sebebi ise sayfalarda görünen detayların, sayfalardaki süsleme ve işlemeler ile kapalı kitapların ciltlerinin Kuran-ı Kerim’e benzetilmesidir.  Üçüncü sebebi ise pek tabii olarak Osmanlı Devleti döneminde matbaanın geç gelmesi ve en çok (Avrupa’da ilk icadının ardından en çok İncil basıldığı gibi) o döneme kadar da en çok Kuran’ın basılmış olmasıdır. Yerdeki kitaplar incelendiğinde bir de Zerdüşt dininin kitabı Zend-i Avesta veya Budizm kitabı Sakiya Muni olabilecek bir kitap bulunduğu da görülüyor.

Kadının sağ yanında büyük bir mum yer almakta, mumun alt tarafında ise Arap harfleriyle yazı yazılmakta. Önünde ise bir buhurdandan dumanlar çıkmaktadır. Mihraba arkası dönük olan kadın, dik bir şekilde oturmakta ve başı açık olarak resmedilmektedir. Bu tablo Osmanlı döneminde yapılmış ve Müslüman ressamlar tarafından resmedilmiş ilk başı açık kadın olma özelliğine sahiptir. Ayrıca kadının bir de göğüs dekoltesi bulunur.

Bu tablonun yapıldığı mihrap Çinili Köşk’te yer almaktadır. 136 numaralı envanterdedir. Ancak bu mihrap 1907 yılında İstanbul’a gelmiştir. İstanbul’dan önceki yeri ise Konya’daki Karaman İbrahim Bey imaretidir. Bu durumda Tablo 1901 yılında yapıldığına göre Osman Hamdi Bey’in bu tabloyu Konya’da yapma ihtimali ortaya çıkar. Ayrıca bu detay, resmin camide çizilmiş olma ihtimalinden de uzaklaştırır.

Mihrap (Yaratılış) Tablosu üst kısımYaratılış Tablosu üst kısım

Mihrap Tablosu’ndaki Kadın Kim?

Mihrap veya yaratılış tablosu, Jean-Leon Gerome -ki Osman Hamdi Bey’in ustalarındandır- isimli ressamın Tanagra isimli heykelinden esinlendiği iddia edilir. Tanagra isimli heykelde kadın nü olarak yer alır. Ancak kadının sırt ve baş konumu ve hatta saçının şekli dahil Mihrap tablosu ile benzerlik taşır. Bu heykelde kadın bir taşın üzerinde oturur. Sol eli yukarıya doğru açıktır ve elinin üzerine bir başka kadın heykelciği konmuştur.

Gerome'un Tanagra heykeliGerome’un Tanagra heykeli

Mihrap tablosundaki kadın ise her iki eliyle üstüne oturduğu rahlenin iki ucunu tutar. Bu tabloda yer alan kadının kim olduğu konusu hep tartışılmıştır. Ancak tabloda Osman Hamdi Bey’in resmini çizdiği kişinin kim olduğu tam olarak belli değildir. Kimilerine göre eşi Naile Hanım’dır. Özellikle Naile Hanım’ın o yıllarda o yaşlarda olduğu düşüncesi bu ihtimali kuvvetli kılar.

Bir diğer yorum ise bu kadının Osman Hamdi Bey’in evinde hizmetçi olan bir Ermeni kadın olduğu iddiasıdır. Ancak elbisenin rengine bakınca, soylu biri olduğunu görmekteyiz. Osman Hamdi, evdeki hizmetçilerini altın rengi elbiselerle resmettiği vaki değildir.

Ancak bir üçüncü yorum daha vardır. Osman Hamdi Bey’in tablolarını fotoğraflara bakarak çizdiği aşikardır. Bu mihrabın o dönemde Konya’da olması bilgisinden yola çıkarak; Osman Hamdi Bey’in eserlerini montaj usulüyle yaptığını da hesaba katabiliriz. Ne var ki burada yer alan kimi detayların farklı yerlerden resme girmiş olma ihtimali ortaya çıkıyor. Şöyle ki, tablonun yapıldığı 1901 yılı, Osman Hamdi Bey’in tüm Osmanlı coğrafyasında tarihi eserlerin envanterinin çıkarıldığı yıllara denk gelir. Dolayısıyla bu tabloda mihrabın fotoğrafını alan Osman Hamdi Bey, kadını buraya montaj ile resmetmiş olabilir.  Bu ihtimal de yine Osman Hamdi Bey’in çevresinden birini resmetme ihtimalini kuvvetlendirir. Zaten Osman Hamdi, resimlerinde kendisini, eşini, çocuklarını ve hizmetlilerini sıkça resmeden biridir.

Yaratılış Tablosu Üzerine Tartışmalar

Tablo her şeyden önce oryantalist bir tablodur. Yani batılı tarzda çizilmiş, doğulu motifler barındıran bir resimdir. Zaten Osman Hamdi Bey için oryantalist yakıştırmasının en büyük sebebi de bu tablodur. Bu bilgiden ileri gelerek yorumlanması gerekir. Ancak kadının ayaklarının altındaki kuran sayfaları, arkasındaki mihrap ve üzerine oturduğu rahle sebebiyle çok sayıda eleştiri ve saldırının hedefi olmuştur. Osman Hamdi’nin eserlerinde sıkça dini motifler olsa da, bu tablo hepsinden ayrı bir yere sahiptir. Toplumsal tabulara dokunan müstesna bir tablo olarak öne çıkar Mihrap. Göğsü dekolteli, başı açık ve ayaklarının altında kuran sayfaları olarak yorumlanan detaylar saldırıların ana sebebidir.

Tüm bu saldırıların yanında bu tabloyu İslami açıdan yücelten bir yorum da mevcuttur. O da “Cennet analarımızın ayakları altındadır” hadisinden yola çıkmış olması durumudur. Burada dini kitaplar bir yerde cennet veya cennetin anahtarı olarak yorumlanmıştır. Kadın cennette tasvir edilen bir kadın gibi, dünyevi kılık kıyafetten arınmıştır. İslam’da kadının kapalı olması gibi bir yorumun yapıldığı bir dönemde bu tabloda kadın, cennetteki huri olarak düşünülmüş ve o şekilde çizilmiş olabilir.

Bir diğer yorum ise, kadının toplumsal baskılarıyla alakalıdır. Kadın, dini baskılardan kurtulursa başı dik olur. Özgürlüğüne kavuşur. O halde resimdeki kadın kıbleyi arkasına almış ve ayaklarının altına dini kitapları almış bir motiftir.

Kadının rahle üzerinde oturması da ayrı bir imge olarak karşımıza çıkar. Buradaki yorum, okunması gereken şey, kitaplar değil, kadının ta kendisidir, bu yorumu çıkarmak mümkündür. Belki de bu kitapları okuyan bir kadın böyle olur mesajını vermiştir.

Osman Hamdi üzerine araştırmalar yapan aynı zamanda da kardeşinin torunu olan Edhem Eldem ise daha farklı bir yorum yapmıştır. Edhem Eldem’e göre Osman Hamdi burada kadını annelik olarak görmüş ve dinin üzerinde bir yere koymuştur. Bu yorum da bir yerde “Cennet analarımızın ayakları altındadır” yorumunu haklı çıkaran durumdadır.

Mihrap Yaratılış Tablosu Alt KısımMihrap Tablosu Alt Kısım

Mihrap Tablosunun Sahibi Kim?

Osman Hamdi Bey’in Mihrap ya da Yaratılış tablosu Demirbank envanterindedir. Ancak Demirbank’ın TMSF’ye devri sırasında kayıp olduğu anlaşılmıştır. Envanterden çıkmayan tablonun orijinalinin bugün nerede olduğu belli değildir. Osman Hamdi Bey’in kardeşi Halil Edhem Eldem’in dördüncü kuşak torunu Edhem Eldem için bu tablo kayıp değildir. Zira Edhem Eldem Habertürk’e verdiği bir röportajda “bu tablonun çok iyi röprodüksiyonları var. Ben bir tarihçi olarak bu tablodan yararlanıyorum. Dolayısıyla neye benzediğini biliyorum. Benim için bu tablo kayıp değil. Osman Hamdi’nin neye benzediğini bilmediğimiz tabloları var. Asıl kayıp olan bunlardır” diyor.

Mihrap tablosunun izini sürdüğümüzde pek çok kez el değiştirdiğini görüyoruz. Tablonun bildiğimiz ilk sahibi müzayedeci Aret Portakal’dır. Aret Portakal’ın oğlu Raffi Portakal, babasının bu tabloyu içeriğinden dolayı elinde tutmak istemediğini söylüyor. Bu sebeple Aret Portakal tabloyu elden çıkarmış. Sonra tablo sırasıyla Mesut Hakülgen ve Çiğdem Simavi’nin eline geçmiş. Daha sonra ise Demirbank arşivine girmiş.

Demirbank, 6 Aralık 2000’de TMSF’ye bünyesine girdi. TMSF çıkardığı demirbaş envanterinde bu tablonun olmadığını fark etti. HSBC Bank 11 Aralık 2001’de Demirbank’ı satın aldı. 14 Aralık 2004 tarihinde Sabah gazetesinde Sonat Canıdar tarafından yazılan bir köşe yazısında ise başka bir bilgi yer alıyor. Bu yazıya göre Mihrap gerçekten kayıp değil. 2004’ten 5 yıl önce yani 1999 yılında tablo 1 milyon dolara satıldı. Bu haberin kaynağı, resmin ilk sahibi Aret Portakal’ın oğlu Raffi. Raffi Portakal, eseri kimin aldığını bildiğini ancak ismini açıklayamadığını söylüyor. Tarih ise Demirbank’ın TMSF bünyesine girmesinden bir yıl öncesini işaret ediyor.

Osman Hamdi Bey Kimdir?

Batılı anlamda ilk büyük Türk ressamı Osman Hamdi Bey‘dir. Sanat alanında Türkiye’de pek çok yeniliğin babası konumundadır. Sanayi-i Nefise Mektebi (Mimar Sinan Üniversitesi) ve İstanbul Arkeoloji Müzesi’nin kurucusudur. Osmanlı Devleti’nde modern resmi ilk uygulayanlardandır. En ünlü eseri Kamplumbağa Terbiyecisi’dir. Türk tarihinin en büyük ressamlarından biri olan Osman Hamdi Bey aynı zamanda yazarlık da yapmıştır. 2 adet tiyatro oyunu yazmış, Osmanlı mimarisi ve Osmanlı kıyafetleri üzerine olmak üzere 2 tane de katalog-kitap çıkarmıştır. Aynı zamanda bürokrattır. Kadıköy Belediyesi’nin kurucu belediye başkanıdır. Eski adı 6’ncı Daire olan ve Türkiye’deki ilk belediye olan Beyoğlu Belediye’sinde belediye başkanlığı yapmıştır.

Osman Hamdi Bey’in sanatı ve eserleri hakkındaki yazımızı da okyabilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir