Üzgünüm Yazmak Zorundaydım – Makbule Cengiz

Gezi Olayları esnasında tüm Türkiye’nin yakından tanıdığı isimlerden biri; Makbule Cengiz. Aydın’lı bir kız; Hayatı, dönemin CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ı tanıdıktan sonra değişiyor. Kendisini etraflıca anlatmak yerine, kısacık hayatının geniş özeti olan; “Üzgünüm, Yazmak Zorundaydım!” kitabını okumanızı tavsiye ediyoruz. Niçin mi? İşte bunun için buradasınız.

Halk TV, 2013’ün yaz aylarının ilk günlerinde tüm Türkiye’nin en çok takip edilen kanallarından biri, belki de en çok takip edilen kanalı oldu. O dönem “Türkiye’de ne oluyor, ne bitiyor” diye merak eden herkes, mutlaka internetten Çapul TV, televizyondan Halk TV ve -dil bilenler- bazı yabancı kanalları (CNN International, BBC World, RT vs.) sık sık takip ediyordu. Bazı internet siteleri de meşhur olmuş, özellikle yine yabancı kaynaklı internet siteleri sık kullanılanlara eklenmişti. İşte o dönemde, tarih 4 Haziran 2013’ü gösterirken, Halk TV’de haberleri sunan “anchorwoman” “Türkiye’nin en çok izlenen haber kanalından iyi akşamlar sayın seyirciler” anonsuyla Ana Haber Bülteni’ne başladı.

Üzgünüm, Yazmak Zorundaydım!

Lafı çok dolandırmaya lüzum yok. Hemen kitaba gelelim; Kırmızı Kedi Yayınevi tarafından yayımlanmış Halk TV’nin eski muhabiri Makbule Cengiz’in yazdığı “Üzgünüm, Yazmak Zorundaydım!” kitabı mart ayında piyasaya çıkmıştı. Toplam 206 sayfa olan kitap, amiyane tabirle kirli çamaşırını ortaya sermedik adam bırakmıyor. Genellikle CHP’lilerden.

Kitap, Makbule Cengiz’in küçüklüğünden başlıyor. Ancak biz “bu kitabı niçin okumalısınız” sorusuna odaklanıyoruz. Bu kitabı okumak için neden çok.

Makbule Cengiz Kimdir?

Başlığa bakıp tekrar başa döndüğümüzü sanmayın, kitap en ince ayrıntılarına kadar Makbule Cengiz’İn kim olduğu sorusuna cevap veriyor. Henüz 30’una basmamış, ideali olan gazetecilik mesleğine, ideali gazetecilik yapmak olan herkesin isteyeceği şekilde başlamış ancak hiç kimsenin istemeyeceği şekilde bırakmış birisi. Bizim gibi, ideali gazetecilik yapmak olanların bir dönem imrendiği, bir dönem sonra ise haline bakıp hüzünlendiği Cengiz, bu kitapta üç kağıda, beş köfteye gitmeden tüm ayrıntılarıyla ve samimiyetiyle aslında Makbule Cengiz’in kim olduğunu anlatıyor.

Halk TV Neden Kuruldu?

“Halk TV Niçin Kuruldu” sorusu, kitabın en başlarında yer alan bir konu başlığı aynı zamanda. Makbule Cengiz, burada Halk TV ile tanışmasını da anlatıyor. Bu kanalın kurulacağını, Deniz Baykal’ın daha kurulmadan kendisine anlattığını da ekliyor. 16 yaşındaki bir genç kız için bu gerçekten gurur duymaya değer bir konu ve Cengiz burada biraz acı bir tebessümle bunları anlatıyor.

Kişisel mevzuları geçip, memleket meselelerine gelecek olursak, Makbule Cengiz’in Deniz Baykal’ı nereden tanıdığını da atlıyorum. Fakat bu kısımlar tam bir girişimcilik dersi niteliğinde; alıp okuyunuz.

Şaban Sevinç ve Hakan Aygün

Kitabın en kırılgan noktaları buralar. Şaban Sevinç’in Halk TV Genel Müdürlüğü ve Hakan Aygün’ün Halk TV Genel Yayın Yönetmenliği yaptığını bu kitaptan görsek bile öğreneceğimiz her şey bu kadar değil. FETÖ davalarıyla önce kayyum atanıp daha sonra kapatılan Bugün TV’den, kapatılmadan bir kaç yıl önce Halk TV’ye geçmiş Hakan Aygün’ün özellikle Makbule Cengiz’in bu kitabından çok mustarip olduğunu tahmin etmek güç değil.

Ayrıca Hakan Aygün ile ilgili, kanalda Cengiz’e ve diğerlerine uygulanan “mobbing” de göze çarparken, küfürlere varan ve ne bir kadına, ne bir çalışana sarfedilmemesi gereken sözleri de burada görüyoruz. Makbule Cengiz’in keşkelerinin de yer aldığı kısımlar daha çok Hakan Aygün ile alakalı. Aygün’ün, Cengiz’in partililerle olan ilişkilerini kullanarak genç muhabiri nasıl kanala para kuryesi yaptığı -ki burada satır aralarında Halk TV’nin nasıl faturasız paralarla zenginleştiği de yer almakta, Şişli, Beşiktaş gibi zengin ilçelerden nasıl yardımlar yapıldığı da- anlatılırken daha da enteresanı, Hakan Aygün’ün Halk TV Genel Yayın Yönetmenliğine yaslanarak bazı belediye başkanlarına nasıl “posta koyduğu” da yine bu kitabın içerisinden göze batıyor.

Peki, nasıl oluyor da hem Hakan Aygün o koltukta durabiliyor, hem de FETÖ’den sorgulanamıyor? İşte bu soru kritik ve Makbule Cengiz’in de cevabını aradığı sorulardan. Alında kısmen bir cevap bulunabilmiş, çok da yararlı bilgiler edinilmiş ancak şahsen ben tatmin olmadım.

Burada, anti parantez; Deniz Baykal’ın aslında kanalın sahibi olduğu da belirtiliyor. Peki, Emin Çölaşan’ın “Kovulduk Ey Halkım unutma Bizi” kitabı ile çok benzeşen “Üzgünüm, Yazmak Zorundaydım!” kitabının yazarı Makbule Cengiz, Aygün’ün görüşmeye, para istemeye veya karşısına çıkamadığı kişilere bu kadar yakın olmasına, Deniz Baykal’ın “sana kanal kuruyoruz Makbule” diye müjdeleyerek hem de onore etmesine, hatta yıllarca koruyup kollamasına karşın nasıl kanaldan kovuldu? Aldığımız cevap, bunu bir süre kendisi de anlamadı.

Neyse ki hakan Aygün, Kasım 2016 yılında Halk TV genel yayın Yönetmenliğinden “azledildi” ancak Makbule Cengiz kanalına geri dönmedi.

Halk TV Nasıl Büyüdü?

Tekrar başa dönelim. Gezi olayları sırasında çok takip edilen Halk TV, reklamlardan büyük vurgunlar yaptı!

-mı acaba?

Tabii ki hayır. Öyle bir dönemde böylesine yayınlar yapan, üstelik -Cengiz’in bu kitabında da eleştirdiği gibi- Arap Baharı denen hareketlerin hemen peşinden gerçekleştiği için, “KJ”lerine “Türk Baharı” başlığını atan kanala hiç de çok reklam gelmedi. Hatırlarız, o dönem içerisinde yine 15 dakika yayınlanan “advertorial reklam” (Her ikisi de reklam demek ancak piyasada 15 dakikalık tanıtım reklamlarına böyle sesleniliyor)larla ayakta durmaya çalışan, Atatürk temalı kitap, Atatürk baskılı kupa ve saire eşyalar satarak para kazanmaya çalışan bir kanaldı. Bir dönem yine ismini kitaptan öğreneceğiniz bir reklam sorumlusu, çok büyük bir firmadan reklam alıp, çok da güzel para kazanmış; sonra Hakan Aygün’ün “kadir bilmezliği” sonucunda kanaldan ayrılmış ancak bunların da kanala asıl kalemi kazandıramadığı çok aşikar.

İşte bu kitapta, üç beş cümle ile anlatarak haksızlık edeceğimiz şekilde akıcı ve göze görünür şekilde Halk TV’nin nasıl büyüdüğü, kimlerin destek olduğu, nasıl paralar toplanıp, kime nasıl muamele çekildiği de açık bir şekilde yer alıyor.

Burada cevabını aldığımız bir soru da -yeni başlığa değmeyecek kadar kısa yazacağım- Halk TV’nin bu kadar zenginleşmesine rağmen, yeni cihazlar, teçhizatlar almasına, daha büyük stüdyolara taşınmasına rağmen Halk TV’nin yayın kalitesinin niçin iyileşmediği.

İnsani Boyutlar

Bu başlık altına yazılacak o kadar çok şey var ki; oturup kitabı baştan yazsak yeridir. Halk TV’nin ambargo koyduğu “ünlü” isimler, Yılmaz Özdil’in Halk TV’ye eleştirisi bir tarafa, Halk TV’nin fazla mesaileri ödememesi, meydana sürekli gönderdiği personellerine herhangi bir ekipman sağlamaması diğer tarafa. Tabii işin insani boyutları içerisinde Makbule Cengiz’in kaldığı evden kovulması büyük bir trajedidir.

Bu cevapları, bilgileri, hatta daha fazlasını, “Üzgünüm, Yazmak Zorundaydım!” kitabından edinebilirsiniz.

Kimler Okumalı?

Diğer kitap yorumlarımızdan farklı olarak, bu kitap için bir kimler okumalı listesi hazırlamalıyız.

Bir, bu kitabı Gezi Parkı protestolarına katılmış veya desteklemiş, Halk TV’nin yayınlarıyla galeyana gelmiş herkes mutlaka okumalı.

İki, bu kitabı Gezi Parkı olaylarının karşısında cephe almış, iktidarı desteklemiş, ancak “Memlekette ne oluyor” sorusunun cevabını almak için mecburen Halk TV izlemiş, izlerken de “şunların yaptığı ayrımcılığa bak” diyerek galeyana gelmiş herkes okumalı

Üç, bu kitabı CHP’ye gönül vermiş, oy vermiş veya şöyle ya da böyle sempati duymuş herkes, aslında içeride neler dönüyor öğrenmek için mutlaka okumalı.

Dört, bu kitabı, CHP’yi eleştirmek için malzeme arayanlar okumalı.

Beş, bu kitabı gazeteci olmak isteyip, lisede bunu hedeflemiş, üniversitede kimi akademisyenler tarafından pembe gözlüklerle dersler anlatılan, haberler yaptırılan ve sonradan mezun olup hayal kırıklığına uğramış veya henüz mezun olmadığı için hayal kırıklığına uğramamış ama uğrayacak olan herkes okumalı.

Son Not

Burada, Halk TV’nin niçin bu kadar tutulduğundan bahsetmekte, biraz da kişisel yorumlara yer vermekte fayda var. Halk TV, Türkiye’de basın özgürlüğünün ne kadar kıymetli olduğunun en net göstergesidir. Halk TV’nin özgür yayıncılık yapmasından kaynaklı değildir bu durum. Hakan Aygün döneminde, Gezi Parkı olayları sırasında, uluslararası araştırmaların da yer verdiği şekliyle, Türkiye’de en yanlı yayın yapan medya organlarından biri Halk TV’ydi. Basın özgürlüğü için çok iyi bir örnek, çünkü ana akım medya; dönemin candaş, yoldaş ve sırdaş gazete ve televizyonlarının ilk birkaç gün üç maymunu oynaması, ardından görmek zorunda kaldıkları protestoları olayların oldukça dışından vermesi sonucunda herkes kabul etmelidir ki; iktidar karşıtı olsun, taraftarı olsun herkes çok uzun süreler Halk TV’den gelişmeleri takip etti. Bunun sonucunda, Cengiz’in de kitabında en derinlerine kadar indiği olaylar ister istemez meydana geldi.

Üzgünüm, Yazmak Zorundaydım! kitabı, hiç şüphe yok ki Makbule Cengiz’in en büyük gazetecilik başarısıdır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir