Kapitalizm Nedir? Kime Kapitalist Denir?

Kapitalizm kelimesi mantıki olarak kapitalden gelir. İngilizce’de ve Fransızca’da merkez, başkent gibi anlamlarda kullanılan capital kelimesinin aynen kullanımı ile kurulur. Türkçe motomot karşılığı merkeziyetçilik olsa da bu siyasi bir anlam taşır. Kapitalizm kelimesi para ile alakalı olarak kullanılır ve anamalcılık anlamına gelir. Paranın ve malın tek bir elde toplanmasını ifade eder. Kapitalizme karşı meydana gelmiş görüş komünizmdir. Komünizm ise İngilizce’deki community kelimesinden türetilmiştir. Kapitalizm ile komünizm ekonomik olarak zıt anlamlı olarak gelişmiştir.

Kısaca Kapitalizm

Kısaca Kapitalizm kelimesini ele aldığımız zaman, emek sınıfının daha az kazandığı ve ürettiği değerler ile paranın tek bir elde toplandığı bir sistemi ifade eder. Kapitalizme karşı en sert eleştiri (aslında tahlil) Komünizmin fikir babası sayılan Karl Marx’ın Das Kapital kitabında getirilmiştir. Burada Marx, paranın tek bir kapitalde toplanmasını dünyadaki açlık ve kıtlığın sebepleri olarak nitelerken bunu bir sömürü olarak nitelemiş ve bu durumdan kurtulmanın tek çaresinin ise işçi sınıfının başkaldırısında olduğunu vurgulamıştır.

Bu sistem, piyasada türevlerine yaşama şansı bırakmayacak kadar uygun fiyat politikası uygulanması veya tekelleşmek için her yolun mübah görülmesi ile işler. Sistemi tasvip edenler ile bu sistemin uygulayıcılarına kapitalist denir. Komünal yaşam prensibini taşıyan kişilere ise komünist denir.

George Orwell’in Rusya’nın İngiltere’nin ve Amerika Birlaşik Devletleri’nin en güçlü zamanlarında yazdığı Hayvan Çiftliği romanı bu iki sisteme de ağır eleştiriler getirdiği için üç ülkede de yasaklanan ilk ve tek kitap olmuştur.

Türk Dil Kurumu Kapitalizmi anamalcılık olarak tanımlamaktadır.

Kapital Nedir?

Kapital, İngilizce’de başkentler için kullanılan “capital” kelimesinden gelir. Aslında merkez demektir. Merkezler, çevresindeki her şeyin idari olarak bağlı olduğu tek bir yeri ifade eder. Ekonomik anlamda da kapital kelimesi tıpkı bunun gibidir. Aslında holdingler, bir çeşit kapital yaratma amacındadır.

Tek bir faaliyet odağı geliştiren değil, birden fazla odağı bulunan holdingler için bu terimi kullanmak mümkün olabildiği gibi, tek bir alanda fakat ihtiyaç duyacağı her şeyi kendisi karşılayarak, maliyetlerini düşürmek ve bu düşük maliyetin vermiş olduğu avantajı kullanarak piyasada tekelleşmeye çalışmak amaçlarından biridir.

Kapitalist Şirketlere Örnekler

Örneğin, bir hamburger restoranınız varsa, hamburgerlerin içine koyacağınız eti, peyniri ve yeşillikleri yetiştirmeniz ile maliyetlerinizi düşürürsünüz. Bu restoranın üretim tesisinin bulunduğu yere yakın bir konumda bir hayvan çiftliği kurarak inek besiciliği şirketi kurabilirsiniz. Bu şirketin yanına bir tarım şirketi kurabilirsiniz. İhtiyaç duyduğunuz unun buğdayını ve yeşillikleri, domatesi tarım şirketinden karşılarsınız. Aynı zamanda bir mandıra kurarak hayvanlardan elde ettiğiniz sütü burada peynire çevirirsiniz. Hayvanları da keserek kıyma yapıp köfte yaparsınız. Bu durumda dışarıya ödeyeceğiniz neredeyse tüm ana malzemelerinizi kendiniz üretmiş olacaksınız. Bu sizin daha ucuz fiyatlamanıza sebep olacaktır. Bu sayede diğer hamburgercilerin zarar edeceği fiyatlarla bile kar ederek piyasada tekelleşip ardından fiyat politikanızı kendiniz belirleyebileceksiniz.

Fakat burada bir not düşmek gerekmektedir. Maliyetin altında satış fiyatları dünyanın pek çok noktasında yasaktır. Türkiye’de Rekabet Kurulu bunları denetlemekle ve bu gibi konulara gelen şikayetleri denetlemekle mükelleftir.

Bir başka örnek daha verelim. Günlük yaşamda pek çok holding görürüz. Bu holdingler, araç kiralama şirketleri, havayolu şirketleri, restoranlar, marketler, beyaz eşya fabrikaları ve dükkanları gibi çok çeşitli alanlarda hizmetler vermekte.

Bu holdingler örneğin çalışanlarını sigortalamak için kendi sigorta şirketleri ile anlaşırlar. Şirketlerinde kullanılacak araçları kendi araç kiralama şirketinden kiralarlar. İş görüşmelerine kendi uçak şirketleriyle giderler. Ofis mobilyalarını kendi mobilya şirketlerinden alırlar. Tüm bunların yanında çalışanlarına kendi bünyelerindeki yerlerden alışveriş yapmaları kaydıyla ek indirimler verirler. Bu sayede çalışanlarına ödedikleri parayı dahi büyük oranda kendi bünyelerinde tutmuş olurlar.

Kapitalizm Çökecek mi?

Kapitalizm, her şeyden önce parayı önceleyen bir sistemdir. Parayı öncelemesinden dolayı, onu yıkabilecek bir sistemin mutlak suretle onunla aynı hedefler doğrultusunda ve fakat daha acımasız olması gerekmektedir.

Bunu bir insan gibi düşünebilirsiniz. Ahlaksız işler yaparak çok zengin olmaktansa, ahlaklı bir şekilde hak ettiği gelirle orta veya düşük standartlarda yaşamayı yeğleyen bir insanın hayatında çok zengin olmasını bekleyemezsiniz. Bunun olması durumunda ya bir başarı hikayesi yazılmıştır, ya da piyango vurmuştur.

Tabii ki namuslu yollarla zengin olmak da mümkündür. Ancak bu durum birkaç milyonda bir yaşanabilecek bir durumdur. İyi bir planlama yapmalısınız, çok çalışmalısınız, en başta bir sermaye sahibi olmalısınız. Çalışanlarınızın hakkını tam ve eksiksiz verdiğiniz ve vergilerinizi de tam ve eksiksiz gösterip düzenli ödediğiniz bir senaryoda şirketiniz “zengin” statüsüne kolay kolay geçemeyecektir.

İşte kapitalizmin başarısı da buradan gelmektedir. O, paradan daha değerli hiçbir şeyin olmadığını düşünen aç gözlü insanların, diğer aç gözlü insanlarla mücadele ettiği eşsiz bir sahadır. Bu, dünya genelinde kabul gören sistem, kendi devletlerini ve şirketlerini yaratmış, kendi sistemlerini geliştirmiştir. Dışarıdan bu sisteme dahil olacak her bir oyuncu, oyunu kuralına göre oynamak zorundadır.

Örnek olarak Çin’i gösterebiliriz. Kendi içinde Komünizm ile yönetilen Çin’de kapitalist yasalarla yönetilen 9 özerk şehre sahiptir. Bu şehirlerdeki toplam üretim dünyadaki en yüksek üretim hacmine sahiptir. Çin kapitalizmi kapitalizm kurallarıyla oynayabildiği için Sovyetler Birliği gibi bir son yaşamadı henüz.

Bu durumda kapitalizmi sosyalizmin yıkacağını düşünmek yanlış bir düşünce olacaktır. Kaldı ki sosyalizm kendi ülkesinde yaşayabilmek için dünya üzerinde kapitalist taklidi yapmak zorunda kalıyor.

Para Güçtür

Kapitalizme göre para güçtür. Güçlü olan haklıdır. Haklı olanın istediği her şey olur. Dünyada kaç milyon insanın yoksulluktan veya açlıktan öldüğü kapitalizmin bir derdi değildir. Filhakika bu durum kapitalizmin bir sonucudur. Bu sebeple kapitalizm buna gözünü kapayamaz. Olsa olsa ölümüne sebep olduğu her 1 milyon insana karşılık olarak bin insana insani yardım yaparak dünyaya kendisini cici gösterebilir. Bunu da yapmaktadır.

Ancak, bir önceki kısımda Çin’den bahsederken bir noktayı eksik bırakmıştık. Bu kısım ise, Çin’in giderek dünyanın süper gücü olmasıdır. Şu an için dünyada kişi başı üretilen en fazla “şey” Çin’de üretilmektedir. Büyük bir spot eşya fabrikası olan Çin, ardından dünya devlerinin üretim merkezlerini ucuz iş gücü sayesinde ülkesine çekti. Kapitalizm ucuz iş gücünü sever.

Sonra bu iş gücünün kapitalizmi öğrenmesi ve uygulaması için merkezlerini kurdu. Burada dünya devi teknoloji firmalarının ürünlerini üreterek o ürünler hakkında bilgiler edindiler. Bu know-how zaman içinde Çin’in kendi yerli şirketlerini kurmalarına sebep oldu.

Bugün dünyada satılan telefonları menşeine göre tasnif ettiğimiz zaman ilk sırada Çin’in olduğunu görüyoruz. Dünyada satılan elektrikli otomobiller içinde en çok bildiğimiz Tesla olsa bile, en çok Çin malı otomobiller satılıyor. En çok robot elektrikli süpürge, en çok güvenlik kamerası, en çok ıvır zıvır malzemeler de Çin’den geliyor. Bunun sonucu olarak Çin Merkez Bankası’nın ABD doları rezervi, ABD’nin dolar rezervinden fazla hale geldiği de bilinen bir gerçek.

Yarın Çin bu parayı kullanarak oyunun kurallarını değiştirebilir mi? İşte bunu bilmiyoruz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir