Yapay Depremler ve HAARP Teknolojisi!

Depremlerin nasıl olduğunu araştırmak, korkudan değil, meraktan kaynaklanır. Yaşlanan binalarımızı güçlendirirsek, ömür boyu depremden korkmadan yaşayabiliriz. Ancak depremlere dayanıklı binalar inşa etmenin maliyeti yüksektir. İşte bu yüzden, inşaat işini üstlenen kişiler daha fazla kar elde etmek için insanların hayatını riske atıyor. Bunun için de etkili bir denetim mekanizmasının kurulması, devletin bu inşaatları sıkı denetim altına alması gerekir.

Depremlerde can kaybını minimuma indirmek için, öncelikle 1999 Gölcük Depremi sonrası inşaat mevzuatlarında ciddi değişiklikler yapıldı. Ancak 2023 Kahramanmaraş Depremi açık bir şekilde gösterdi ki, mevzuata uygun yapıların inşa süreci hala sıkıntılı. Hatta inşaatlarını kurallara uygun yapan bazı müteahhitlerin, bunun sonucunda ceza aldığı yönünde ifadeleri de medyaya yansıyan konulardan oldu.

Bu tartışmalar ışığında, Türkiye’nin hala depreme karşı hazırlıksız olduğu ve gelecekte olası depremlerde nasıl sonuçlar çıkacağı tartışılmaya başlandı.

Depremlerin gerçekten nasıl olduğunu öğrenmek istiyorsanız, Depremler Nasıl Olur yazımıza bakmalısınız. Bu yazı, HAARP ve yapay deprem konusundaki tartışmaları irdelemek üzerinedir.

Yapay Deprem Mümkün mü? Haarp Gerçek mi?

Yapay deprem mümkündür ve haarp vardır. Sadece bu cümleyi kopyalarsanız milyonlarca insanı manipüle edebilirsiniz. Fakat devamını da okumalısınız.

Yapay depremlerin mümkün olduğu konusunu iki parçada ele almalıyız. Önce HAARP nedir, onu açıklamalıyız.

HAARP Nedir?

HAARP, Amerika Birleşik Devletleri’nin iklim araştırması amacıyla Alaska’da kurduğu bir tesiste yürütülen araştırma programının adıdır. Bu program, iyonosferin uyarılmasıyla, düşük bant genişliğinde radyo frekansları iletmek amacı taşır. Büyük bir radyasyon yayar. Aslında yayardı. Ancak bu radyasyon, bir şimşeğin ürettiğinin yüzde 2’si kadardır.

Ne var ki HAARP 1993 ile 2013 arası aktif olmuş, 2015’te Alaska’da bulunan Fairbanks Üniversitesi’ne tüm teçhizatını devretmiş ve kapanmıştır. Harcanan bütçenin yüksek olması ve artık finanse etmeye değmeyecek kadar düşük getirisi olan bir alan olduğu için tamamen atıl olarak bırakılmıştır.

Ancak bu konuda o kadar fazla komplo teorisi üretildi ki, bu konuya değinmemek pek mümkün görünmüyor. Öncelikle HAARP’ın gerçekten var olduğunu düşünelim. O halde düşmanımızın(!) elinde böylesine bir silah olduğuna göre, savunma mekanizmamızı buna göre kurmamız gerekmekte. Depremlerde hiç yıkılmayacak binalar yapmak mümkün olduğuna göre ve depremlerde yıkılan binalar kadar yıkılmayanların da varlığını göz önüne aldığımızda, sağlam bina yapılmaması, yapılan binaların denetlenmemesi Türkiye için bir güvenlik zaafiyetidir. Bu, devleti düşmanlara karşı dolaylı yoldan aciz göstermenin bir yoludur.

Özetle, HAARP’ın esasen depremlerle uzaktan yakından bir alakası yok. O halde devamına bakalım. Varsayalım ki HAARP ile deprem üretmek mümkün. Baştaki soruya, yani yapay deprem üretmek mümkün mü sorusuna dönelim. Zaten bilim insanları da bunun mümkün olmadığı konusunda hemfikir.

Sadece bazı bilimdışı kaynaklar, bunun mümkün olduğunu söylüyor.

Yapay Deprem Mümkün mü?

Aslında yapay deprem mümkün değildir. Yani, deprem olması imkaansız coğrafyalar vardır. Dünyada bilinen tüm teknolojik gelişmeleri de kullansanız, orada bir deprem üretemezsiniz. Dünyadaki tüm atom ve hidrojen bombalarını yerin birkaç kilometre altına gömüp patlatsanız, burada ancak küçücük bir deprem üretebilirsiniz ki, üstte bulunan insanlar bunu hisseder. Ancak bu çok sınırlı bir coğrafyada ve yıkıma yol açamayacak boyutta olurdu.

Ancak fay hatlarının geçtiği bölgede fay üzerinde birikmiş stres yoğunluğuna bağlı olarak depremler meydana gelir. Prof. Dr. Celal Sengör’ün bahsi şu şekilde olmuştur: “Belki zamanı gelmişse dışarıdan bir müdahale harekete geçirebilir.”

Bu sözler çoğu çevreler tarafından manipüle edildi. Bu depremlerin HAARP tarafından tetiklendiği belirtildi. Ancak Naci Görür’ün açıklamaları başka türlüydü. Depremin meydana gelmesi için, sürkeli olarak belli bir hızda kayan fay hatlarının, deprem üretmek için yeterli enerjiyi biriktirmesi gerekir. Yeterli enerji biriktikten sonra, deprem için beklemeye başlar. İşte bu bekleme esnasında, yapılan bir madencilik, petrol arama için açılan kuyu, hatta orada yere basan bir ayak bile bu depremi ateşleyebilir.

Yani depremlerin olması için, dışarıdan bir müdahale şart değildir. Deprem, olması gereken zamanda olur. Bu depremler, tarih öncesi çağlarda da oluyordu. O zamanlar HAARP denen bir şey yoktu. 

Tags:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir