Pangaea Kıtası: Dünyanın 200 Milyon Yıl Öncesi

Pangaea Kıtası, dünyanın ilk ortaya çıktığı zamanlarda var olduğu sanılan bir kıtadır. Bu dönemde dünyada tek bir kıta ve tek bir okyanus vardı. Bu tabii ki bir teoriden ibarettir. Ancak kıtaların yapısı sebebiyle güçlü bir işarettir. Dünyada pek çok kıtanın, tam karşısındaki bölgeyle gösterdiği “puzzle” uyumu, Pangaea Kıtası’nın varlık ihtimalini güçlendirmektedir. Kıtalar, üzerinde bulunduğu levhalar ile hareket etmektedir.

Örneğin, Afrika Kıtası ile Güney Amerika kıtası, birbiriyle tam olarak uyum sağlamaktadır. Ayrıca Atlas Okyanusu’nun altında bulunan Atlas Sırtı Dağları, burada meydana gelen depremler ile Afrika Levhası ile Güney Amerika Levhası’nın hareket yönü bu ihtimali güçlendirmektedir. Ayrıca burada devasa fay hatları vardır.

Diğer taraftan, Afrika Levhası ile Arabistan Levhası arasında yer alan Kızıldeniz, Kızıldeniz Fay Hattı ile bölünmüş durumdadır. Bu da Arabistan Levhası’nın Afrika Levhası’ndan ayrıldığını gösteriyor. Ayrıca, Hindistan Levhası da Afrika Levhası’ndan ayrılarak ilerlemiştir.

Avrasya Levhası’nı ana levha olarak kabul edelim. Kuzey Amerika Levhası da Avrasya Levhası’ndan ayrılarak ilerlemiştir. Burası yine Afrika ile Güney Amerika Levhaları gibi bir ilişkiye sahiptir.

Antartika, da devasa bir Levha üzerindedir. Bu levhanın batı ucundaki çıkıntı ise tam olarak Güney Amerika ve Afrika Kıtalarının arasını doldurmaktadır.

Daha küçük çaplı ispatları da vardır. Örneğin, Kıbrıs Adası’nın Zafer Burnu, İskenderun Körfezi’nden koparak ilerlemiştir. Bu kıtaların birbirlerinden koptuğu noktalarda fay hatları vardır. Örneğin, Doğu Anadolu Fay Hattı, Arabistan levhası ile Avrasya Levhası arasındaki sınır üzerindedir.

Pangaea böyle ayrıldı

Pangaea Kıtası Ne Zaman Vardı?

Dünyamız, 335 ila 200 milyon yıl öncesine kadar tek parça halindeydi. 200 milyon yıl önce ayrılarak yüzmeye başladılar. Bu yüzme sonucunda depremler meydana geldi. Bu depremler hala devam etmektedir.

Pangaea için “süper kıta” tabiri kullanılmaktadır. Paleozoik ile Mezozoik dönemler arasında var olmuştur. Ancak, bu süperkıtanın dördüncü süper kıta olduğunu sanıyorduk. Yani bundan önce 3 kere daha kıtaların birleşmiş olması gerekiyor. Ancak bu konudaki son araştırmalar bunun on birinci süper kıta olduğu yönünde.

Bilinen en eski süper kıta 3 milyon 636 bin yıl önce var olan Vaalbara Süper Kıtasıydı. Pangaea ise bunların sonuncusu. 11 kere birleşip, 12 kere ayrılmış olan bu süper kıtalar, üzerinde yaşadığımız depremler ile on ikinci kere birleşmeye çalışıyor. Ancak bu birleşme jeologların tahminlerine göre 2-3 milyon yıl sonra gerçekleşecek. Bu birleşmeyi insan görecek mi, veya o dönemde dünya hala var olmaya devam edecek mi büyük bir soru işareti.

Pangaea’nın Diğer İspatları

Pangaea kıtasının varlığını sadece yeryüzü şekillerine bakarak anlamıyoruz. Aslında dünyanın yaşına nispeten çok yakın bir zamanda var olmuş bir kıtadır. Dünya üzerinde Pangaea devrinde canlılar vardı. Bu canlıların fosillerine bugün erişebiliyoruz.

Örneğin Antartika’da bugün pek fazla canlı yaşayamamaktadır. Ancak Antartika’da bulunan fosillerin Afrika ve Hindistan’da da bulunduğu gözlemlenmiştir. Bu da Antartika’nın Pangaea devrinde Hindistan ve Afrika ile komşu olduğu tezini güçlendirmektedir. Güney Amerika’da bulunan tüm fosiller aynı zamanda Afrika’da da bulunmuştur. Aynı zamanda Güney Amerika ile Afrika bir puzzle gibi birbirini tamamlamaktadır. Bu da bu iki kıtanın eski devirlerde birbiri ile komşu olduğu iddiasını güçlendirmektedir.

Pangaea Kıtası’nda Canlı Dağılımı

Bazı bitkiler ve sürüngenler, insanın dünyaya gelmesinden çok daha önce buradaydı. 243 ila 233 milyon yıl önce var olan dinozorlar da yine dünya tek parça halindeyken dünya üzerindeydi. Dinozorların neslini tüketen şeyin, bir volkan olduğu ya da bir göktaşı çarpması olduğunu sanıyoruz. Her ne ise, dinozorları yok eden şey ile, kıtaların ayrılmasını sağlayan şeyin aynı şey olduğu teorilerden biri. Bulduğumuz bazı teruzor kalıntıları da bize bu konu hakkında ileride fikir verebilir.

Ancak dinozorlarla ilgili olarak en yaygın inanış, kıtaların ayrıldıktan sonra yok oldukları şeklindedir. Meksika’nın Yucatan yarım adası ve kuzeyindeki Meksika Körfezi’nde dev bir gök taşı çarpması teorisi de bunu ispatlar niteliktedir.

Kimi fosillerin yapıları incelendiğinde, kıtaların birbiri ile birleşik olduğu noktalarda benzer türlerde fosiller bulunuyor. Bu fosiller, bitkiler ve çeşitli sürüngen türlerinden oluşuyor. Elbette bu tip keşiflerin artması, Pangaea Kıtası hakkında bize daha fazla bilgi sağlayacaktır.

Pangaea Nasıl Ayrıldı

Pangaea kıtasının nasıl ayrıldığı net olarak bilinmese de, her kıtanın ayrı levhalardan oluşması ve bu levhaların altında bulunan magma üzerinde yüzmesi sonucu ayrıldığı tahmin ediliyor. Bugüne kdar meydana gelen devasa depremlerle levhalar hareket eder ve kıtalar birbirinden uzaklaşır. Ancak yuvarlak bir yüzeye sahip dünyada öte taraftan başka kıtalara da yakınlaşır.

Pangaea döneminde ekvator üzerinde bulunan Antartika kıtası bugün Güney Kutup Noktası üzerindedir. Aynı zamanda Anadolu Levhası olarak ifade ettiğimiz ve ülkemizin bulunduğu kısım, Pangaea Kıtası devrinde hiç yoktu. Bu alan, Arabistan Levhası’nın Avrasya Levhasıyla olan çarpışmaları sonucu ortaya çıkmıştır. Bu sebeple genç bir kıta olarak bilinir.

Tags:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir